8 Ocak 2015 Perşembe

YEREL YÖNETİMLERDE ALGI YÖNETİMİNİN OLGU İLE BAĞLANTISI VE ETİK

      Son 10 yıllık zaman dilimi içerisinde bir yönetim tekniği olarak, toplumsal veya bireysel yaşantımızın, fikirlerimizin  şekillenmesi ve oluşmasına  yön veren  ''algı yönetimi'' hayatımızın ayrılmaz parçası haline gelmiştir.Algı yönetim süreci 2004 yıllardan günümüze kadar gelen ve devam eden değişik proseslerden geçerek çok farklı kullanım alanlarının olduğu bir yönetim metodudur.
 Nedir  aslında ''algı''; duyu organlarımız vasıtası ile beynimize  aktardığımız veriler dizisinin işlemler sonucu  beklenti, dikkat ve hafızada şekillenmesi ile oluşur.Bu oluşum bilinçli bir şekilde olduğu gibi bilinçsiz bir şekilde de hafızada yer alır.Algının Olgu ile bağlantısı var mı? sorusu ile konuyu biraz açalım.Algı ;olgunun (hakikat) bir yansıması vaya gölgesi gibidir. Olgunun  çeşitli araçlar vasıtası ile ne, nasıl ,ne zaman,nerede, neden ve kim tarafın kullanıldığı önemlidir.Bizler algıladığımız olaylara bu soruları sormaz  ve analiz etmez isek ,olgunun ne olduğunu anlamadan sadece algı ile baş başa kalırız. Olgunun akışında gerçeklik,doğruluk,bize olduğu gibi yansıması,bir zeka oyununa iş ve işleme tabi olmadan geçmesi ile oluşan algının ''etik'' bir süzgeçten filtre edildiğini gösterir aslında.
        Günlük hayatımızda çoğu kez kendimizin'de uyguladığı veya bir şekilde gördüğümüz '' hayvan gölge'' oyunları,bu algı ile olgu bağlantımızın zihnimizde oluşmasına bir örnek teşkil edecek bir resim ile  konuya  devam etmek istersek;
El ile gölge yansıması Tavşan şekli
Resimde de görüldüğü gibi sadece gölgeye odaklanırsak aslında biz bu yansımanın bir tavşan sureti olduğunundan hiç şüphe etmeyiz.Yukarıda da bahsettiğimiz gibi algıladığımız bu bilgilerin kaynağı hakkında yeterince done'ye sahip değilsek algımızın olgu ile bir bağlantısı olmadığını görürüz.
     Konumuzu asıl çerçevesi içerisinde ele alırsak,yerel yönetimlerde yönetim ve karar mekanizmaları  çoğu zaman olgudan uzak ,hizmet verdiği kitlelere karşı algı yönetimini sergilemektedirler.Karar mekanizmaları bu tutumlarını seçilmiş oldukları dönem içerisinde  rakiplerinin'den farklı olma  farkın'dalık  yaratma adına  hareket etmeyi tercih etmektedirler.5176 sayılı kanunla 2004 yılında kamuda hayata geçen ''kamuda etik'' kavramının yasallaşması ile olgu ve olayların  çerçevesini şekillendirmiştir.Hizmet sunulan topluluğa, olgudan uzak şeffaf,tarafsız ,dürüst ve adil olmayan bir algı yönetimi, kanunun kendine ve ruhuna ters olması yanında hiçte ahlaki olmayan bir yönetim anlayışıdır.
     Algı yönetimi ;bugün  içinde bulunduğumuz yönetişim döneminde iletişim araçları vasıtası ile istenirse olumlu veya olumsuz neticeye mahal verecek boyutlar ortaya çıkarabilir.Bu sürece bir örnek vererek  konuyu bağlarsak ;.Bir   kimyasal atığın su yolu ile zehirlenme   tehlikesine karşı,kişilerin topluluğun kanaatlerini değiştirme adına kriz yönetimini olguyu gerçek manada etik kurallar çerçevesinde yönetmesi  yerine ,zaman kazanma istemi ile algı yönetimininde kendince başarı sağlamak, sonuçlarına katlanılmayacak  felaketleri ortaya çıkarabilir.Aynı olay risk haritaları çıkartılarak tehlikeler önceden tahmin edilip önlemler her şeye rağmen alınmış, zehirlenme risk kontrol altında ise, toplumun panik ve stres yönetiminde olgu ile algı yönetimini etik kurallar çerçevesinde yapılması, gerçek ve sürekli başarıyı getirmiş olacaktır.


                  Recep HIDIR
        Ondokuz Mayıs Üniversitesi
          Sosyal Bilimler Enstitüsü
            Kamu Yönetimi A.B.D. 
           Yüksek.Lisans Öğrencisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder